Türkiye’de şimdilik kendine yer edinememiş bir piyasa olan giyilebilir makineler, evrende fazla yüksek bir rekabet içerisinde birbirleriyle yarışmaktadırlar. Türkiye’de herhangi bir perakendeciye girip ‘bir akıllı saat görebilmek istiyorum’ derseniz bir kaç dakika yüzünüze boş boş bakabilirler. Bu kadar uzağız bu makinelere. Belki Apple Watch bu durumu az bişe değiştirebilir.
Fakat evrende durum böyle değildir. Oldukça özel ve etkin ürünler pazarda birbirleri ile güreşiyor ve Apple Watch’un çıkışı bu piyasa da, öncesinde ve sonrasında dönem olarak bir milat olmak suretiyle.
Kısaca Akıllı Saatlerin Tarihi
Aslında kavram olarak dijital saatlerin çıkışından bu yana üretilen tüm saatlere bu adı verebiliriz. 8 bitlik ekranlarıyla hesap cihazı, kronometre, yükseklik ölçer, basınç ölçer gibi yetenekleriyle bu tip ürünler 1980’lerin başından beri pazarlarda dolaşıyorlardı. Ne değişti? Işin içine işletim sistemleri ve programlar girdi. Geleneksel yapılarından sıyrıldılar, daha detaylı ve özelleştirilebilir oldular.
İlk Akıllı Saatler
Gelelim 2014 senesine, bizi ilgilendiren dönem ve yazımın özü bu evreden itibaren olup biteni kapsıyor. Google Android giyilebilir ürünü olan LG G Watch’u Haçünkün 2014’te tanıttı. O zaman bu makine fazla sükse yapmıştı. Aynı yıl Motorola oldukça beğenilen Motorola 360’ı tanıttı. Samsung ‘da aynı yıl Samsung Gear beraberinde kendisini gösterdi.
Motorola’nın değişen kasasına rağmen, ki ortalama 6 çeşidi var, Android giyilebilir makineler piyasasında 6 çeşit ana ürün görebiliyoruz. Bu ürünler kendi arasında sakin sakin yarışırlarken, özde değişiklikler barındırsalar da esasta aynı amaca hizmet eden programlarla rekabet etmekteler.
Derken bir gün Apple Watch gelmiştir. Apple Watch akıllı saat piyasaına kapalı iOS sistemi fonksiyonu beraberinde geldiği için kendine has bir işletim sistemi barındırıyor. Android meslektaşları gibi değildir. Peki, bu özgün işletim sistemi üzerinde, özgün programlar mı barındırıyor? Hayır. Aynı programları marka altında sunuyor. Bu marka da Apple.
Akıllı Saatler piyasası
Apple Watch öncelikle Android makinelerin aklına gelmeyen bir strateji geliştirerek trend yaratmayı başaran bir ara yüz geliştirdi. Bu kullanıcı arayüzü daha öncesinde hiçbir giyilebilir makinede görülmeyen basitlik ve şıklığa sahip. Android cihazlar bu kullanıcı arayüzü ile yarışta biraz yaya kaldılar. Öyle ki, Apple Watch yalnızca saatin karşılama ekranında değildir, tüm programların sunumunda bu fonksiyonli kullanıcı arayüzün devamını sağlayarak bir tutarlılık da gösterdi.
İşlevsellik Durumları
Fakat Apple Watch birkaç rauntta bu kullanıcı arayüzü fonksiyonunun büyüleyici gücünü kaybetmektedir. Android telefonlara bağlanabilen Android saatlerin uyarı kapatabilme fonksiyonunu benimsemeyen Apple Watch, iPhone’a gelmekte olan tüm uyarıları bileğimize aktararak zaman içerisinde bireyı çileden çıkarabiliyor. Oysa Android saatlerde programları kapatarak saati veya tam tersi cihazınızı birbirleri ile bağlantısız da kullanabilmektesiniz. Teoride Apple Watch’un da bunu yapması gerekiyordu. Fakat bu olmadı.
Apple Watch Kullanıcı Arayüzü
Android saatler ‘OK Google’ komutuyla birlikte sesli komutları dinleme moduna geçebilmekteler. Hemen sonrasında ‘Play Music’ komutu sizi varsayılan müzik yazılımına bağlıyor ve müziğinizi dinleyebiliyorsunuz. Hatta sanatçı ve şarkı da seçebilmeniz mümkün. Mesajlara sesinizi kullanarak yanıt verebilmeniz de mümkün. Bu noktada Apple’ın gene bir problemi var. Sorunun adı Siri.
Siri asla fazla söz dinleyen bir yazılım olmadı. Bu huyu espri konusu oluyor bazı zamanlar. Siri’nin yanlış anladığı komut sayısı o kadar aşırı ki, saymakla bitmiyor. Apple Watch ne yazık ki burada Siri yardımıyla bir adım daha geri adım atmak mecburiyetinde kalıyor.
Apple Watch ve Siri
Apple Watch üstünde de ‘Hey Siri’ diyerek sesle denetimi aktif hale getirmek mümkün. Gerisi tamamıyla sizlerinle Siri’nin aralarında geçen diyaloğa bağlı. Anlaşırsınız veya anlaşamazsınız o ikinize kalmış bir durum. Fakat son günlerde Siri’nin Türkçeye uygulanmasıyla beraber basında ve sosyal medyaya bulunan haberlere pek aldırmamak lazım. Birçok çok abartılı haberler bunlar. Siri iyi ancak Google Now daha iyi. Cortana daha iyi olacak ancak onun konumuzla alakası yok.
Akıllı saatlerin ortak noktaları giyilebilir yani kollara takılabiliyor olmaları. Bu sayede taşımak için bir efor sarf etmediğimiz için her yere bizlerinle birlikte gelebilirler. Bu noktada spor tesislerinden çıkmayanlara veya açık havada spor yapabilenlere de gün doğuyor. Hem Apple Watch hem de Android giyilebilir makinelerin tonlarca fitness yazılımı var. Bu programların hepsi aynı fonksiyonu, değişik dizaynlarla yapıyorlar.
Fitness Programları ve Akıllı Saatler
Zaman zaman GPS’e bağlantı kurarak trekking yapmış olduğunuz rotaları öğreniyor ve alternatifler sunuyorlar. Fakat hepsi de kalp ve vücut sağlığınızı kontrol etmektedir, sonrasında bir veri tabanıyla ortak çalışıp gelişmenizi takip edebiliyorlar. Burada kazanan veya kaybeden yok. Her makine aynı seviyede fonksiyonsal.
Mobil Ödemeler
Hem Android telefonlar hem de Apple iPhone’lar NFC sistemini kullanarak alışveriş yapmamızı mümkün hale getiriyor. Google Wallet veya Apple Pay kullanıyor olmak aralarında bir fark yok. Biri, bir ötekiinden değişik bir hizmet vermiyor. Fakat bir fark var, Android giyilebilir makineler otomatik ödeme yapmıyor. Android telefonlar yapabiliyor. Bu noktada Apple Watch öne çıkmaktadır. NFC sistemine sahip olan Apple Watch yanınızda götürdüğünüz her yerde otomatik ödeme yapabiliyor. Bunun için yanınızda iPhone’unuzun olması da gerekmiyor.
Uygulamalar
Tesla ve BMW Android saatlerle çalışmayı seçti. Bunun nedeni programların Android geliştiriciler tarafından hızla adapte edilebilmesi. Apple Watch ise şimdilik fazla yeni ve belirli bir zaman sonrasında belki büyük firmalar tarafından ortak olunabilecek bir güven verebilecektir. Tesla ve BMW’nin Android giyilebilir makineler seçmesi Android sisteminin arabalarda da kullanılmasından kaynaklanıyor. Apple şimdilik böyle bir alt yapıyı hiç kimseyle paylaşmış değildir.
Tesla Android Kontroller Kablosu
Apple Watch’un her Apple ürününde olduğu gibi ücreti fazla pahalı. Android makinelerla mukayese bile kabul etmeyecek derecede pahalı. Bir Apple Watch ücretine 5-10 tane Android saat alınabiliyor. Apple Watch Steel ve Gold Edition’un ücretlerini düşünecek olursanız, bu hesabın doğru olabildiğini görebilmektesiniz. Fakat Apple asla ‘biz piyasa da pahalı kaldık’ endişesi taşımadı. Bunu hiçbir ürünü için aklından bile geçirmiş değildir.
Bu sebepten tüketicilerin düşünmeleri gerekmekte olan şey, verecekleri paranın karşılığında ne bekledikleri. Apple benzer ürünlerin üstüne marka ölçüini de koyuyor. Buna ek olarak daha karizmatik ürünler yaratmayı başarıyor. Android ise böyle değildir. Daha kullanımı kolay versiyonu aşırı özelleştirilebilir ürünlerin peşinden gitmektedir.
Dediğim gibi, biri üründen ne beklediğinize bağlı olarak seçim yapmak tamamıyla size kalmış. Sonuçta zevkler ve renkler tartışılmaz.
Yorum Yok